Devletin Sırrımı? Yoksa Sırrın Devletimi!
Son zamanlarda kozmik oda tartışması, özel kuvvetler, vs gibi eskiden beri ismini işittiğimiz ama bir türlü hakkında sıhhatli bir bilgi edinemediğimiz bu yapı tartışılıyor. Bir hâkim içeri giriyor ve dokümanları belgeleri veya amiyane tabirler devletin sırlarını inceliyor!
Birçok soru var soru içinde, zaman inceliyor boru içinde. Ve Üstat Necip Fazıl Beyin ifadesi ile” Akıl olmazların zoru içinde “
Peki, anlaşıldı. Hassas bir mesele. Devlet sırrı bu oyuncak değil. Ama merak işte. Burada bir şeyin savcılardan bile gizleyecek kadar “ sır “olmasında kıstas ne?
Başka soru;
Devletin sırları var mı? Varsa neler olabilir? Bilimsel araştırmalarımı yapılıyor orada? Sahtekâr bilim adamlarının göz nuru çalışmalarımı korunuyor burada? İnsanlık adına bilim adına medeniyet adına atılan ciddi adımlar mı gizleniyor burada?
Devlet sırrı kimden korunur? Elbette yabancı ajanlardan ve yerli hainlerden. Peki Amerika tarafından kurulduğu iddia edilen ve yıllarca da Amerika Subayları tarafından eğitildikleri iddia edilen bir birimde nasıl bir devlet sırrı korunur acaba? Bir ülke başbakanının bile haberi olmadığı bir kurumdan Amerika’nın haberi var ise! Burada sırdan söz etmek ne kadar mümkün? Yoksa bu sır sadece bu ülke insanlarına mı karşı korunuyor? Yoksa bu sırlar bu ülkenin parlamentosuna karşımı korunuyor? Öyle ya irtica tahdidi diyerek vatandaşların fişlenmesini bu kurumda yapıyorlarsa bunun başka mantıklı izahı yok. Buradaki devlet sırrı değil, herhalde devlet içindeki “sır devletin” sırlarıdır.
Ayrıca Genelkurmay başkanlığına bağlı bir birimde ne gibi sırlar saklanır? Devletin sırları neden genelkurmay başkanlığında saklanmıyor da, bağlı bir birimde saklanıyor? Başka güvenilecek sağlam yer yok mu? Daha da önemlisi buradaki evrakların sır olduğuna kim karar veriyor? Darbe heveslisi generaller mi?
Başka sorula;
Savcılar neden içeri giremedi? Kim izin vermedi? Neden izi verilmedi? Sanırım savcıya güvenmediler devlet sırlarını? Öyle olmalı ki hâkim tek başına girdi içeri ve inceleme yapıyor. Peki, hâkime neden güveniliyor? Onun farkı ne? Bu “ güven” ortamını kim sağlıyor? Kimler karar veriyor? Filana güvenin, filana güvenmeyin.
Savcı cumhuriyet savcısı değil mi? Taraf olarak düşünürsek, Savcı Cumhuriyet taraftarı değil mi?
Son olarak. Tek başına bir hâkim on binlerce belge içinde ne yapacak? Ali babanın kırk haramiler mağarasında haftalarca durup paraları saydığı gibi herhalde hâkimde haftalarca kozmik odada tek başına ne yapabilirse onu yapacaktır.
Peki, ne olacak dersiniz? Bana kalırsa bir kişini ikna edilmesi daha kolay olacağı için, hiçbir şey olmayacaktır hâkimin elinde.
Göreceğiz birlikte.
“ Üst üste sorular soru içinde/ Akıl olmazların zoru içinde” Necip Fazıl
30 Aralık 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder