Yeni Açılım projesi Ve Dış politikası
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı fersah fersah geriden takip eden muhalefet ve bizdeki sözde aydınlar, onun açılım projesini başlatmasının yıllar öncesine dayalı olduğunu farkında bile değiller.
Tıpkı Ergenekon operasyonlarının aslında basına aksetmesinden iki yıl önce planlandığını anlamadıkları gibi.
Başbakan, partisinin iktidara geldiği 2002’li yıllarda düğmeye basmıştı. Fikir ise çok daha öncesin dayanır.
Başbakanın stratejini bir türlü anlamayan rakipleri ve çeteler, gerek O nun dış politika takip ettiği yolu gerekse bunun iç politika da ki muhtemel yansımalarını önceden gördüğünü ve hesapladığını bilmeleri gerekti. Belki şimdi biliyorlardır.
Ama bendeniz 2002 yılında yazdığım bir makalemde “Başbakanın çok farklı geldiğini ve kısa zamanda ülkenin çehresinin değişeceğini söylemiş bir acizim.
Ve sürekli olarak Abdulhamid han ile Tayyip Erdoğan’ın benzeyen bir çok tarafının olduğunu da rahatlıkla ifade edebilirim.
Buradan hareketle İsrail ile ilgili politikasının ve stratejisi önceden planlanmasına rağmen İsrail in yıllardır yaptığı saldırgan tutumuna göre ayarlanmıştı.
Yani Hükümet in tavrı doğrudan kendi ideolojinin bir yansıması değil, orta doğuda ki dengeleri Türkiye lehine çevirme stratejisidir.
Nitekim Amerika’yı arkasında lamsıda bundaki başarısının en önemli bir ip ucudur
Bunu ne MHP anlar ne de CHP. Aşiret kafası ile Türkiye’nin idare edilmeyeceğini, burada hükümet başkanlarının Osmanlı gibi düşünmesi gerektiğini halende anlayacaklardır.
Ben demiştim Yahudi işine gelmediği zaman hemen çirkin suratını gösterir
Hükümetin Gazze saldırısından sonra takındığı tavır aslında olması gereken haysiyetli bir duruştur.
Gazze de çoluk çocuk demeden bomba yağdıran Yahudi, Babasının kucağında kızını, kızının yanında babasını vuran Yahudi TRT 1 de yayınlan diziden neden rahatsız olur?
Bunu artık herkes biliyor.
Ama şunu bilmek gerek.
Hükümetin açılım politikasını orta doğunun ve Kafkaslarını tamamında yürüttüğü politikasını hesaplayarak anlamak gerek.
Ve bu, bu günün meselesi de değil.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı fersah fersah geriden takip eden muhalefet ve bizdeki sözde aydınlar, onun açılım projesini başlatmasının yıllar öncesine dayalı olduğunu farkında bile değiller.
Tıpkı Ergenekon operasyonlarının aslında basına aksetmesinden iki yıl önce planlandığını anlamadıkları gibi.
Başbakan, partisinin iktidara geldiği 2002’li yıllarda düğmeye basmıştı. Fikir ise çok daha öncesin dayanır.
Başbakanın stratejini bir türlü anlamayan rakipleri ve çeteler, gerek O nun dış politika takip ettiği yolu gerekse bunun iç politika da ki muhtemel yansımalarını önceden gördüğünü ve hesapladığını bilmeleri gerekti. Belki şimdi biliyorlardır.
Ama bendeniz 2002 yılında yazdığım bir makalemde “Başbakanın çok farklı geldiğini ve kısa zamanda ülkenin çehresinin değişeceğini söylemiş bir acizim.
Ve sürekli olarak Abdulhamid han ile Tayyip Erdoğan’ın benzeyen bir çok tarafının olduğunu da rahatlıkla ifade edebilirim.
Buradan hareketle İsrail ile ilgili politikasının ve stratejisi önceden planlanmasına rağmen İsrail in yıllardır yaptığı saldırgan tutumuna göre ayarlanmıştı.
Yani Hükümet in tavrı doğrudan kendi ideolojinin bir yansıması değil, orta doğuda ki dengeleri Türkiye lehine çevirme stratejisidir.
Nitekim Amerika’yı arkasında lamsıda bundaki başarısının en önemli bir ip ucudur
Bunu ne MHP anlar ne de CHP. Aşiret kafası ile Türkiye’nin idare edilmeyeceğini, burada hükümet başkanlarının Osmanlı gibi düşünmesi gerektiğini halende anlayacaklardır.
Ben demiştim Yahudi işine gelmediği zaman hemen çirkin suratını gösterir
Hükümetin Gazze saldırısından sonra takındığı tavır aslında olması gereken haysiyetli bir duruştur.
Gazze de çoluk çocuk demeden bomba yağdıran Yahudi, Babasının kucağında kızını, kızının yanında babasını vuran Yahudi TRT 1 de yayınlan diziden neden rahatsız olur?
Bunu artık herkes biliyor.
Ama şunu bilmek gerek.
Hükümetin açılım politikasını orta doğunun ve Kafkaslarını tamamında yürüttüğü politikasını hesaplayarak anlamak gerek.
Ve bu, bu günün meselesi de değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder