ALPERENLERE ÇAĞRISon üç yüz yıldan beri Müslüman Türk bir gayya kuyusuna çekildi. Yahudi fitnesine düşürüldü. Batı kültürüne adapte edildi. Korkunç bir zihni kırılma yaşadık . Binlerce yıllık Türk tarihi hiçe sayıldı. Bin dört yüz yıllık hukuk literatürümüz tozlu raflara atıldı.Bunların yerine batı kültürü, batı hukuk anlayışı ikame edildi Batının seküler anlayışından doğan Laiklik kavramı bize ilahi bir söylem gibi dayatıldı..Tartışılmasına bile tahammül edemeyen din düşmanları türedi. Diğer taraftan Allahın emirleri tartışıldı ve alay edildi.Kısaca Müslüman Türk’ün ruh köküne kezzap döküldü. Kof bir milliyetçilik anlayışı, iyice sulandırılan ulusalcılık kavramları, dine saldırmak dine ait millete ait ne kadar değer varsa hepsini silip süpürmek için birer meşru sebep sayıldı. Milliyetçiğin ne idüğünü ortaya koyamayanlar bir da kalktılar adına “ fikir sistemi” diyerek meseleyi sözde bilimsel boyuta taşıdılar. Hukuk olmayan, sosyal hayat normları olmayan bir fikir bu(!) Hukukunu batıdan alan, sosyal hayatını batı kültürüne göre yorumlayan bir fikir sistemi (!).Türklüğü övücü içi boş sloganlar sıralaması. B,in küsur yıllık tarihi hiçe sayan ama kendine de tarihte yer bulamayan , bir anlayış bu .Bu günkü çatışmanın, sancının kaynağı bu. Bir hukuk anlayışında bile bir araya gelemeyen ülkenin kuvvetler kriteri . Hukukun laik ideolojiyi koruma kaygısı ile hazırlandığı ama adı “hukuk devleti “olan bir hilkat garabesi yapılanma .Devlet değil aşiret anlayışı ile kurulan bir yapı.Buna devlet demeye dilim varmıyor. Parti liderleri ise birer aşiret beyi mesabesinde. Sadece kendi aşiret kafaları ile bu yapıyı yönetmeye kalkışmalarından ortaya çıkan kaos. Devlet yönetmek devleti anlamak devlet gibi hareket etmek ve daha da önemlisi devlet düşüncesine sahip değiller.Parlamento çatısı altında bulunan siyasi partilerin bu meseleyi çözebileceklerine ben inanmıyorum. Değiştirilmesi teklif bile edilmeyen kanunlar ve kavramların olduğu bir ülkede parlamenter sistem olmaz. Özellikle Müslüman Türk’ün inançlarına ve değerlerine savaş açan kavramların hukuk yolu ile koruma altına alındığı bu ülkede bu parlamentoda meselelerin çözüleceğine ben inanmıyorum. Ermeni lobilerinin Müslüman Türk ten daha çok sesinin çıktığı, Yahudilerin memleketini kanını emdiği Anadolu coğrafyasında hukuk ve kavramlar onları koruma altına aldı ise burada Müslüman Türk’ün bağımsız olup olmadığını bir kere daha gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum .Ve dayatılan sistemin kuralları içerisinde siyasi bir partinin meseleyi çözeceğine inanmıyorum. Müesseseleri laik işgal altına girmiş Türkiye Cumhuriyeti devleti Müslüman Türk milletinin idari ve siyasi yapılanmasıdır.Daha kısa ve net ifade ile Anadolu Müslüman Türk milletinindir ve Cumhuriyet devleti de Müslüman Türk milletinindir. Laiklik adına, çağdaşlık adına, laik hukuk laik cumhuriyet diyerek Müslüman Türk’ü yok etmek isteyen zihniyetler devletin önemli kademelerine çöreklenmiş ve yıllardan beride gerek kendi ürettikleri kanun yolu ile gerekse kendi ürettikleri kanunları çiğneyerek yerlerini korumuşlardır.Kısaca Anadolu Sabataistlerden , Satanistlerden Ermenilerden Yahudilerden, Çingenelerden dönmelerden temizlenmedikçe ne devletimizde istikrar olacaktır ne de Anadolu da huzur ve güvenlik
ALPERENLER!İşte bu noktada , isimlerini,unvanlarını, taşıdıkları misyonlarını ve isimlerindeki kavramlarını Anadolu’yu Müslüman Türk Milletine vatan yapan Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencileri olan Alperenler den alan ve bu gün kendisini şuurlu bir Müslüman Türk olarak gören herkese sesleniyorum ;
Allah ve Resullünün ipine sıkı sıkıya bağlanmak şartı ile, Üstat Necip Fazıl’ın fikir dünyasından beslenerek,İslam aleminin zihin coğrafyasını çizmeye var mısınız.İslam hukukunun, İslam Ahlakının hayatımızın her kıvrımına yerleştirmeye, tartışılması teklif bile edilmeyecek devlet anlayışına Allah ve Resulünün hükümlerini koymaya var mısınız?
Daha da kısaltarak ifade edelim ;
Müslüman Türk milletinin liderliğinde yeniden bir dünya düzenine var mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder