28 Şubat 2008 Perşembe

Mehmet alperen'den yakın tarihin en büyük romanı

SON CİHANGİR ENVER PAŞA
İşte Bir Kumandan bu. Bir Başkumandan. Bir baskın müfrezesine karşı en önde ve atla. Kılıçla karşı çıkıyor. Hem de önünde ikbal servet mevki makam ve her türlü dünyevi kısmete rağmen. Ama o demişti ki;
” Siz Şahadetten daha yüksek bir makam mı bilirsiniz? ”
O biliyordu ki burada artık olması gereken askerlik değildi. Burada askeri usul ile savaş olmazdı. Yolun sonu, son hamle ve beklenen sonu arayış olacaktı artık. Bu son ise, ölüm ve şahadet.Gözlerinin önünden Makedonya dağları, Çanakkale nin kanlı boğazı, Sarıkamış ta eksi kırk derece soğuk ve bıçak gibi keskin bir esinti.
Medine ye ulaşan demir yoluna karşılık, Cennet mekan Abdulhamid hana hediye edeceği Türkistan a uzanacak bir demiryolu düşüncesi. Ve Almanların alçaklığı, dönekliği. Ağır bir sızı gibi sağ omuz başına oturdu.
Sonra yine İstanbul boğazı. Burnunu dayayarak yağmuru seyrettiği camlı oda.Karın bölgesine ince bir acı bıraktı.
Çamlıca dan seyrettiği kıvrılarak giden İstanbul boğazı ne kadarda sırlı ve derin Rabbim? Ne kadar da sırlı ?. Hemen yanında Naciye sultanın bir o kadar derin gözleri. Ne kadar da derin. Ne kadar. Orada sen varsın Rabbim! ve ağır bir sızı hissetti tam kalbinin üzerinde.
Kalbinin üzerindeki sızı ile elini göğsüne attı. Annesi, evet annesinin verdiği kuran ı kerimi hatırladı. Elini son anda oraya attı. Şakağın da ince bir sızı daha hissetti. Rabbim ne kadar derin? Ne kadar derin? Sonra her zaman yaptığı gibi O derinliğe dalarak sadece gülümsedi. Yapayalnız bir gülümseme bu. Kan ve terden daha da esmerleşen yüzünde Bembeyaz dişlerini göstererek beyefendice gülümsedi. Son cihangir Enver Paşa Atından düştüğünün farkına bile varmadı.
Tamamı belgelere dayalı bu roman Ölüm yıl dönümü olan 24 Ağustos da kara kutu yayın evinden çıkacak

Hiç yorum yok: